Anlam İlişkilerine Göre Sözcükler
Anlam ilişkilerine göre sözcükler konu anlatımı.
ANLAM İLİŞKİLEİRNE GÖRE SÖZCÜKLER
1-) Sesteş (Eşsesli) Sözcükler
Sesleri aynı, anlamları ayrı olan sözcüklere “sesteş” denir.
Örnek:
– Elindekileri yere bıraktı. (el: organ adı)
– Ele uyan eşini boşar. (el: yabancı)
– Sensiz bu yaz nasıl geçecek? (yaz: mevsim)
– Ne ölür bana sıkça yaz. (sözü harflerle anlatmak)
UYARI:
1) Sesteşlik ilişkisiyle yan anlamlılık ya da mecaz anlamlılık ilişkisi karıştırılmamalı.
I. Yüzünde göz izi var.
II. Balık suyun yüzüne çıktı.
III. Senin yüzünden geç kaldık.
IV. Ortalama yaş yüze yaklaştı.
V. Böyle güzel yüzmeyi nasıl öğrendin?
I. Cümlede “çehre, surat” anlamındadır. Bu, sözcüğün temel anlamıdır.
II. Cümlede “yüzey” anlamındadır. Bu, sözcüğün yan anlamıdır.
III. Cümlede “neden, sebep” anlamındadır. Bu, mecaz anlamdır.
IV. Cümlede “sayı” anlamında kullanılmış.
V. Cümlede “yüzme” eylemidir.
I, IV. V. cümledeki “yüz” sözcükleri sesteştir. II., IV., V. cümlelerdeki “yüz”ler de sesteştir.
2) Düzeltme işaretli olan Arapça, Farsça sözcükler de Türkçedeki benzer sesli sözcüklerle sesteş değildir.
Yar (uçurum) – yâr (sevgili)
Kar (yağış) – kâr (kazanç)
Hala (akraba) – hâlâ (şimdi)
Aşık (kemik) – âşık (aşırı sevgi duyan)
2-) Kökteş Sözcükler
Hem ad, hem eylem olabilen sözcüklerdir:
Eski bir kitapta okumuştum bunu.
ad
Bu düşünceler artık eskidi.
eylem
Barış tüm insanlar için gereklidir.
ad
Her bayramda küskünler barışır.
eylem
3-) Anlamdaş Sözcükler
Sesleri ayrı, anlamları aynı olan sözcüklere anlamdaş sözcükler denir.
Anlamdaşlığın temelinde başka dillerden sözcük aktarımı vardır. Dilimizde aynı kavramı karşılayan sözcüklerden genellikle biri Türkçedir.
Türkçe – Yabancı
- Zorunluluk – mecburiyet
- Uçak – tayyare
- Ölçü – vezin
- Bilgisayar – kompütür
- Betimleme – tasvir
- Uzman – mütehassıs
UYARI 1:
Bir sözcüğün anlamı kullanıldığı cümledeki anlamına göre belirlenmeli:
– Biraz önce çarşıya çıktı
– Babasıyla ilk kez pazara gitti
Bu iki cümledeki altı çizili sözcükler anlamdaştır; ancak, “Bu işten çıkmalıyım.” cümlesinde “çıkmak” yerine “gitmek” kullanılamaz.
UYARI 2:
Atasözü ve deyimlerde de bir sözcüğün yerine anlamdaşı kullanılmaz.
– “Kimsenin kalbini kırmayın” cümlesinde “kalp” yerine “yürek” kullanılamaz.
– “Ak akçe kara gün içindir” atasözünde “ak” ve “kara” yerine anlamdaşları kullanılamaz.
4-) Yakın Anlamlı Sözcükler
Anlamdaş gibi görünen, kimi cümlelerde birinin diğerinin yerine kullanılabilmesine karşın, aralarında küçük ayrımlar bulunan sözcüklerdir.
Bir dilde aynı kavramı anlatan birden çok sözcüğün bulunması söz konusu olamaz. Bu sözcükler ancak yakın anlamlı olabilir:
- Darılmak – incinmek – alınmak
- Söylemek – demek – anlatmak
- Islak – yaş – nemli
5-) Karşıt Anlamlı Sözcükler
Anlamca birbirine ters düşen, birbiriyle çelişen sözcüklere karşıt anlamlı sözcükler denir.
Her sözcüğün karşıtı olmaz. Kimi eylemlerini nitelik bildiren sözcüklerin (sıfatlar, zarflar) ve kimi adları karşıtı olur.
- iyi-kötü
- güzel-çirkin
- doğru – yanlış
- gülmek – ağlamak
- giyinmek – soyunmak
UYARI:
1) Karşıt anlamlı sözcükle bir sözcüğün olumsuzu karıştırılmamalıdır:
Sözcük Karşıtı Olumsuzu
gelmek gitmek gelmemek
canlı ölü cansız
bilgili cahil bilgisiz
Eylemler “-me” ekiyle, ad soylu sözcükler “-siz”ekiyle ya da değil sözcüğüyle olumsuzlaşır.
2) Olumsuzun olumsuzu ya da karşıtın karşıtı olumlu olur:
– Bunu bilmiyor değilim.
biliyorum
– Bu okulda yok yok.
(Her şey var)
Bir sözcüğün karşıtı, kullanıldığı cümledeki anlamına göre belirlenir.
– Soruya ince bir karşılık verdi.
Bu cümlede “ince” sözcüğünün karşıtı “kalın” değil “kaba”dır.
6-) Yansıma Kökenli Sözcükler
Doğadaki varlıkların çıkardığı sese benzer seslerle yapılan sözcüklerdir. Yansımalar ad soyludur, yapım ekleriyle eylem olabilir.
tıkırtı, hırıltı, fokurtu => ad
tıklamak, hırlamak, fokurdamak => eylem
7-) Somut ve Soyut Sözcükler
Somut Anlamlı Sözcükler: Duyu organlarımızın en az biriyle algılanabilen varlıkları karşılayan sözcüklerdir.
Soyut Anlamlı Sözcükler: Duyu organlarıyla algılanamayan, düşünce yoluyla kabul edilen kavramları karşılayan sözcüklerdir.
Somut Soyut
Bulut => görme akıl
Ses => işitme özgürlük
Koku => koklama uygarlık
Sıcak => dokunma adalet
Hava => dokunma rüya
Ekşi => tatma güzellik
Soyut kavramların belirli bir biçimi ve kesinleşmiş tanımları olmadığı için algılanışları kişiye göre değişebilir.
UYARI:
1) Somut anlamlı sözcükler anlam genişlemesi yoluyla soyut anlamda kullanılabilir.
– Çok tatlı görünüyorsun.
Temel anlamıyla somut olan “tatlı” bu cümlede “hoşlanılan” anlamında kullanılmıştır.
– Birbirimizi boş yere kırmayalım.
incitmek
2) Temel anlamıyla soyut olan bir sözcük de somut anlam kazanabilir.
“İnsanlık bu olaya tanık oldu” cümlesinde insanlık temel anlamıyla insan olma özelliğidir ve soyuttur; bu cümlede insanlar anlamında kullanılarak somut anlam kazanmıştır.